Yüksek Sıralama Getiren Blog Stratejisi
İşletmenizin büyümesi için blog yayımlamak hala çok önemli. Blog yayımlamanın bu zamanın şartlarındaki değerini anlamak için onun tarihini de düşünmemiz gerekiyor.
Birkaç yıl önce blog yayımlamak şirketler tarafından seslerini duyurmak için kullanılıyordu. Kullanıcılarını eğitmek ve bilgi açlıklarını gidermek için spesifik konularda metinler yazmaları için freelance ve dahili bloggerlar tutuyorlardı.
Blog yayımlama işi aynı zamanda arama motoru optimizasyonu (SEO) için de kullanılıyordu ama yatırım getirisinin (ROI) takibini yapmak imkânsız gibi göründüğü için işletmeler blog yayımlamanın yalnızca organik bileşenleri ateşlemesini umuyorlardı.
Daha sonra blog yayımlamanın değer kaybettiğini düşünen insanlar bu işi öylece yapmaya devam ettiler. "Blog yayımlamanın ölmesi" kavramı 2016'da ortaya çıktı. Çoğu insan blog yayımlamanın markalar ve tüketiciler arasında iletişim kurma yetisini kaybettiği konusunu tartışmaya başladı. Bu yüzden odak noktalarını sosyal medyaya yönlendirdiler.
Frelancerlar bile makale ve blog yazma işinden çok, Facebook'da mikro-bloggerlık işinden daha çok kazanç sağlamaya başladılar.
Facebook siber alanı domine etmeye başladıktan sonra blog yayımlama işinin altın çağı sona yaklaşmaya başladı ama 2023, blog yayımlama işinin küllerinden doğduğu yıl oldu. Öncelikle insanlar Facebook'dan uzaklaşmaya başladılar.
Bu yılın başlarında Facebook stokları %4.5 düşünce Zuckerberg 3.3 milyon kazancını kaybetti. USA Today'in yayımladığı bir makaleye göre 25 yaş altındaki 3.5 milyon insan bu yıl Facebook kullanmayı bırakacak.
Neden? Araştırmalara ve yapılan anketlere göre insanların bir kısmı sürekli dürüst olmayan politik paylaşımlardan, bir kısmı da sürekli reklam görmekten bıkmış görünüyor. Öyle ya da böyle, insanlar araştırdıkları bilgiler konusunda daha çok kontrol istiyorlar. Hoşlarına gitmeyen bir şeye bakmaya zorlanmak istemiyorlar. Bloglar bunu yapmıyorlar.
Günümüzde Blog Yayımlamak
İşletmelerin git gide büyüdüğü bu dünya da blog yayımlamak tahtını tekrar kazanıyor gibi görünüyor ve bunun birkaç sebebi var. Örneğin dijital pazarlamada, -10 yıldan uzun süredir bilinen- "gelen pazarlama metadolojisi" çok yaygın bir başlık ve artık daha fazla işletme bunun yararlarını araştırıyor.
Bu pazarlama yaklaşımı; kullanıcıların yolculuklarını satın alma ile tamamlamaları için onlara özelleştirilmiş blog içerikleri sunmaya dayanıyor. Başka bir deyişle bu, gelen her şeyin merkezidir.
Tüketicilerin davranışları da değişti. İnsanları satış çağrısına yönlendiren açılış sayfalarının arama motoru optimizasyonlarıyla sıralanabildiği günler geride kaldı. Web sitelerindeki -sesli aramalar ve akıllı ev cihazlarıyla aramalar gibi- kullanıcı dostu gelişmeler ile insanlar artık tam yerinde araştırmalar yapabilme imkânı sağladılar.
Bu demek oluyor ki kullanıcılar kendilerini eğiterek alışveriş yapabilecekleri ikna edici sebepler arıyorlar. Eğer doğru yapılırsa, bir blog stratejisi tüketiciler arasında yankı uyandıracak doğru içerikler üretmenizi sağlayabilir. Bu da onlar için kendilerinden emin bir şekilde alışveriş yapabilecekleri yeterli bilgiyi sunacaktır.
Doğru Bir Blog Stratejisi Hedef Kitlenizi Göz Önünde Tutmalıdır
Artık doğru anahtar kelimelerle dolu bir blog yazmanın iyi sıralamalar yakalayamayacağı ve okuyucuları müşterilere dönüştüremeyeceği bir dijital dünya da yaşıyoruz.
Yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi bileşenleriyle arama motorları artık hangi içerikleri tercih ettiklerine göre kullanıcıların arama sorgularının arkasındaki niyeti öğrenebiliyorlar.
Organik sıralamanızın yükselmesi adına Google'ın saygısını kazanmak için bloglarınız insanları önemseyen konulara değinmeli ve onlara, ihtiyaçlarını karşılayacak yüksek kaliteli bilgiler sunmalı.
Bu da gerçekten hedef kitlenizi, onları neyin motive ettiğini, karşılaştıkları zorlukları ve onlara nasıl yardım edebileceğinizi anlamanız gerekiyor demektir.
Bu şekilde bir blog yalnızca arama motoru optimizasyonunuzu geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda var olan en büyük hedefinize ulaşmanıza da yardım eder: O da yüksek satış hedeflerini vurmak.
Bir kere trafik elde ettiğinizde bir sonraki adımınız kullanıcılarınızı müşterilere dönüştürmektir. Bunu yapmak için de belirli gruplarla bağlantı kurabilmek için özelleştirilmiş bloglara ihtiyacınız var.
Tüketici karakterleri yaratmak, hedef kitlenizin kalitesini geliştirir. Bunlar gerçek müşterilerinizin yaşlarını, cinsiyetlerini, coğrafik konumlarını, çalıştıkları sektörleri ve kişisel hobilerini öğrenebileceğiniz kurgusal sunumlardır.
Tüketici karakterleri sizi, doğru tüketici gruplarını etkileyebilmek için yaratacağınız içeriklere götüren haritalardır.
Önce İnsanlar, Sonra Botlar İçin Yazın
Aslında bu ikisi aynı şey oldu diyebiliriz. Google okuyuculara keyif vermek için tasarlanmış içeriklere öncelik veriyor ve bunu sıralamalardaki otoritenizi belirlemek için kullanıyor. Bu yüzden Google için yazmak demek, arama motoru kullanan insanlar için de yazmak demek.
Hedef kitlenizi bilin. Onlar için içerikler yaratırken arama motoru optimizasyonunu da göz önünde bulundurun. Bu sayede işletmenizi geliştirmek için tasarladığınız o web tasarım projeniz sıralamalarda hak ettiği yeri alacaktır.
Amaç Odaklı Yolla Web Sitenizi Geliştirmek İçin 4 Adım
Davranışsal bilim gösteriyor ki, kullanıcılarınızın vermeleri gereken kararlar azalırsa onları yönlendirmek de kolaylaşır.
Küçük işletmelerin artık, kullanıcılarına ortalamanın altında dijital deneyimler sunmalarının bir özrü yok. Büyüklüğünün veya ününün bir önemi olmadan, işletmenizi, müşterileriniz için gerçek bir merkezi çevrimiçi platform haline getirmelisiniz. Web siteniz hem basit hem de etkili olabilir. Bu tamamen web sitenizin tasarımına bağlı.
Neyse ki, "mikro konsept" akımı bir kenara atıldı ve yerini "güzel görünen" tasarımlar aldı. Bir markanın estetiğinden, büyük ölçüde web sitesi tasarımcıları sorumlu. En iyi tasarımcılar, kullanıcıların isteklerinin ve işletmelerin hedeflerinin karşılanmasını temel amaç edinirler.
Şirketler genellikle bu iki amaç arasında etkili bir denge kuramıyorlar. Tüketicilere keyif veren temiz ve güzel bir web sitesi; işletmeleri, aç oldukları çevrimiçi sonuçlara götürmüyor ve hızlı satış etkileri olan demirbaş deneyimler de tüketicilerin dikkatlerini çekmekten çok uzak oluyor. İşletmelere ve kullanıcılara ihtiyaçları olanı eşit şekilde veren web siteleri için, tasarımcıların amaç odaklı bir yolu takip etmeleri gerekir.
İşte başlamanıza yardımcı olacak bazı basit kurallar:
1. Takımınızı, Yaptığınız İşin Artıları ve Eksileri Konusunda eğitin
Küçük işletmeler için web sitesi tasarlarken, pazarlama takımınızdaki herkesin işi tam olarak anlaması gerekiyor. Tasarımcıların, markanızın kimliğindeki görsel elemanların önemini anlaması ve buna odaklanması kolay olabilir ama bu ürünün son haline zarar verebilir.
Bir tasarımcı, işletme hakkında bazı temel bilgileri edinmeden - işin nasıl yürüdüğü, insanlara neler sunduğunu ve işletme üzerinde kimin söz sahibi olduğunu bilmeden - gerçekten etkili web siteleri yapamazlar.
2. Açık Amaçlar Belirleyin
Her şeyden önce, basit ama kritik soruyu sorun: Web sitenizin amacı ne? İpucu: "Herkes yapıyor diye" cevabı, web sitesi yapmak için yeterli değil. Web sitenizin hayata geçirebileceği, gerçek bir amaca ihtiyacınız var.
Web sitenizin neyi başarması gerekiyor ve bu, web sitesine nasıl şekil verecek? Çoğu işletme, değişim ve öncülük arıyor. Diğerleri hedef kitlelerini eğitme amacı güdüyor. Bazıları sadece çarpıcı web siteleri -markaları için gösteriş yapmak ve müşterilerini heyecanlandırmak- istiyorlar. Bu amaçlar ne olurlarsa olsun, web sitelerinin en basit elemanları dahil olmak üzere, tasarıma şekil verecek amaçlar olmalı.
Bu amaçlar; işletmenizin göreviyle ilişkili, açık ve somut olmalı. Dikkat etmeniz gereken nokta, bu amaçların -kaç tane olurlarsa olsunlar- birbiriyle çelişmemesi. Aksi taktirde hiçbirini başaramazsınız.
3. Kullanıcıların Gezintisini Planlayın
Size klavuz olacak amaçlarınızı belirlediniz. Şimdi sıra kendinizi kullanıcılarınızın yerine koymakta. Nereden geliyorlar? Google aramasından mı, verdiğiniz bir reklamdan mı yoksa bir pazarlama kampanyasından mı? Hangi anahtar kelimeler dikkatlerini çekip tıklamalarını sağladı?
Bir şekilde web sitenize geldikleri zaman, onlara hangi mesajı vermek istiyorsunuz? Onlardan ne yapmalarını bekliyorsunuz? Eğer hedef kitleniz birden çok sektörden geliyorlarsa, her kesimin farklı bir yolu olmalı. Örneğin sağlık sektörü için;
- Potansiyel hastalarınız belirli bir pratik veya uzmanlık alanı araştırıyor olabilirler.
- Sağlık hizmeti profesyonelleri işlerini yapmak için web sitenize ihtiyaç duyabilirler.
- Potansiyel çalışanlar organizasyonunuzun şartlarını öğrenmek istiyor olabilirler.
- Yatırımcılar, şirketinizin finansal raporlarına ulaşmaya çalışıyor olabilirler.
Tasarımcılar ve içerik uzmanları, web sitenizin hedef kişiliklerine uygun geliştirmeler yapmalı ve her birine eşit şekilde yol göstermeliler.
4. Öncelik Verin ve Basitleştirin
Kullanıcılarınıza yol göstermek için atmanız gereken bir diğer adım, neye ulaşmak istiyorsanız kullanıcılarınızı ona yönlendirmelisiniz. İyi bir kullanıcı deneyimi (UX) basitleştirmeyle ilgilidir. Bu da konu dışı içerikleri uzaklaştırmak anlamına gelebilir. Davranışsal bilim gösteriyor ki, kullanıcılarınızın vermeleri gereken kararlar azalırsa onları yönlendirmek de kolaylaşır. Örneğin, kullanıcılarınızın tanıtım belgesi indirmelerini istiyorsanız, sayfayı farklı seçeneklerle ve eylem çağrılarıyla (call to action) doldurmayın.
Tercihen, eylem çağrılarını sayfanın dışında görünecek şekilde vurgulayın. Facebook'taki parlak kırmızı bildirimler hepimizin dikkatini çekiyor. Farklı tasarım elemanlarıyla kontrast oluştururken, içerik hiyerarşilerini kullanın. Bunlar, spesifik ve net yanıtlar getirecek güçlü tasarım seçenekleridir.
Bu yanıtlar daha önceden sizin belirlediğiniz amaçlara bağlı. Sıralama getiren bir web sitesi, arama çubuğunu vurgulayarak kullanıcıların hızlıca aradıkları şeyi bulmalarını sağlar, diğerleri de belki, özellikleri arka planda bırakarak, kullanıcıların içeriği rahatlıkla keşfedebilmelerine olanak verir. Eğer kullanıcılarınızın bir form doldurmalarını istiyorsanız formu, renk paletinizde dikkat çeken bir renkle vurgulayın ve bununla rekabet edebilecek elemanları azaltın.